23 Eylül 2013 Pazartesi

Anti-kapitalist olmanın zamanı mıydı?


Hadis ve ayetleri referans alıp 1 Mayıs'ta Taksim'e çıkacaklarını duyurduktan sonra tanıdım onları, İhsan Eliaçık'ın açık bir buluşma yeri olarak kullandığı, Fatih'teki küçük odasında birkaç kez röportaj yapmıştım kendisiyle...

Tüm önyargılara, küçümsemelere rağmen 1 Mayıs'ta da alanlara inerek dosta düşmana kendilerini kabul ettirdiler. İddia edildiği gibi, sadece bazı aykırı İslami fikirleri taşıyan bir grup insan değillerdi.

Son zamanlardaki politikaları ve reddi miras etmedikleri kadim devlet refleksiyle bu ülkedeki binlerce kişiyi hayalkırıklığına uğratan, yeni muktedirlere söyleyecek sözleri ve karşı çıkmaları gereken birçok icraatları vardı.

İşin ilginç tarafı, ilk çıktıklarında onlara tepki gösterenler sadece İslamı ve müslümanlığı kendi tekellerine alan, kendileri gibi düşünmeyelere hemen hazır etiketler yapıştıran çevreler değildi. Ulusalcı ve bazı sol kesimlerden de önyargılı tepkiler geldi.

"AKP'nin yeni oyunu" diyen de vardı, "Amerikan uşakları" diyen de, hızını alamayıp "solcuların oyuna göz dikenlerin yeni oyunu" diyen büyük teorisyenlere de rastladık... Solculuğu İslam karşıtlığı zannettiği için tuhaf tuhaf laflar söyleyenler de az değildi.

Bana göre aradan geçen zaman, onların kim olduğunu ziyadesiyle ortaya koydu. İktidara ve tüm antidemokratik uygulamalara verdikleri tepki, ön yargılı bir şekilde "şov yapıyorlar" diyenleri utandırmıştır umarım...

Hatta Gezi eylemleri sırasında yaptıkları eylem ve protestolar o kadar çok rahatsız etmiş ki, adlarındaki müslüman kelimesine rağmen içişleri bakanlığının raporunda antikapitalist müslümanlar da "marjinal örgüt" olarak nitelendirilmiş!

Gerçekten de marjinallerdi, çünkü böyle bir zamanda, İslami jargonu kullanarak mücadele vermenin mümkün olduğunu gösterdiler. İslamı referans alan muhalefetleriyle sosyal-ekonomik ve dini anlamda bu ülkede birçok kişinin ezberini de bozdular.

Tabi tüm bunların bir de bedeli vardı, grubun önderliğini yapan İhsan Eliaçık uzun süredir baskı altında, sataşmalar, tehditler ve yaftalamalar almış başını gidiyor.

Tüm bunları görünce, insan soramadan edemiyor; gerçekten "Antikapitalist Müslüman" olup eyleme geçmenin zamanı mıydı?

Birçok alanda hükümete yakın olanların ihya edildiği bir dönemde, iktidara ve düzene karşı gelip,  politikalarını eleştirmenin vakti miydi?

Müslüman gençler olarak, şimdiki muhalif tavırlarının aksine, hükümet taraftarı olarak el üstünde tutulacakları bir dönemde, acaba muhaliflerin ve ezilenlerin yanında olmanın kazançlı ne tarafı var?

"Uludere için akıtılan gözyaşı PKK'ya cansuyudur" diye yazıp sonra akil insan seçilmek varken, içişlerinin "marjinal örgüt" raporlarına girmek manktıklı mı Sayın Hocam?

İftarda bir kanalda, sahurda başka kanalda program yapacak kadar çalışıp para kazanmak dururken, neden zor olanı seçtiniz?

Biliyorum bazıları bu tavrı ve muhalefeti hiç anlamayacak, yaftalayıp şeytanlaştırmaya arkasında türlü türlü oyunlar, menfaat ilişkileri aramaya devam edecek.

Çünkü onların demokrasi ve insan hakları sınırları keskin ve bellidir. Kendi canlarını acıtan sorunlar çözüm bulduğunda sanıyorlar ki, bu ülkede yaşayan herkes aynı şekilde bu nimetlerden nasipleniyor ama öyle değil. Bu gerçeği görmek bazıları için çok zor, bazıları için de gördüğünüz gibi muhalefet edecek kadar kolay...

İşte o yüzden sokaklarda "Mülk Allah'ındır" diyenlere bu kadar kolay "marjinal örgüt" yaftası yapıştırılıyor...



Hüseyin Aladağ
twitter.com/normalgasteci

huseyinaladag.blogspot.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder