21 Kasım 2013 Perşembe

Uğur Kaymaz 21 Yaşında!



Çocuk olmanın çok zor, ama "terörist" ilan edilmenin bir o kadar kolay olduğu bir coğrafyada dünyaya geldi. Ne Kürt kimliğinden, ne de yıllardır süren bu savaştan haberi olacak kadar büyümüştü. 

Halen yeni gördüğü bir oyuncağı, ağlayarak elde edeceğini sanacak kadar küçüktü. Mardin Kızıltepe'de dar gelirli şoför bir babanın 12 yaşındaki oğluydu. 5. sınıfa gidiyordu, okuldan sonraysa el arabası ile yük taşıyordu.
 

21 Kasım 2004'te seferden dönen babasıyla birlikte evin önündeydi, Kaymaz ailesi için  sıradan bir sabah gibi başlamıştı her şey, ama bir anda evlerinin önünde polis tarafından tarandılar.  

Kuytulukta onların ölüm hesapları yapılmıştı, ihbar vardı, istihbarat vardı "onlar teröristti" kime düşerdi gerisini düşünmek?  
12 yaşındaki bedenine 13 kurşun sıkılmıştı (9 tanesi yakın mesafeden) ve ardından yanına çocuk kollarının kaldıramayacağı büyüklükteki bir kalaşnikof silah bırakılmıştı "eylem hazırlığındaki" "terlikli terörist" olduğunu kanıtlamak için.
 

Ölüm haktır ama zulüm ölümden de beterdir, haksızlık geride kalanların acısını katmerleyen büyük bir törpüdür. An be an, santim santim eritir. Uğur Kaymaz'ın ölümü de böyle bir şeydi ailesi için.
 

Çünkü sığınacak bir yerleri yoktu onların, hangi kitaptan, hangi nebiden, hangi vicdandan, hangi mahkemeden adalet isteyeceklerdi

Açılan davanın sonucu daha başından belliydi. Mahkeme "güvenlik gerekçesiyle" Eskişehir'e taşındı. 4 polis 12 yaşındaki terlikli, silahsız Uğur ve babası karşısında  "meşru müdafaada" bulunmuşlardı, bunu yüksek yargımız da teyit etti, defteri kapattılar...
 

Uğur Kaymaz ve babasının katledilmesinin üzerinden tam 8. yıl geçti. 12 yaşında öldürülen Uğur günbegün mezarında büyüdü delikanlı oldu. "Bu ülkede mahkemeler var, adalet var, yargıçlar var, demokrasi, hukuk var" diyenlere tokat gibi bir simge oldu. 

Ondan sonra da daha nice çocuğun canı alındı. Ölümleri meçhule sessizliğe ve adaletsizliğe mahkum edildi, çoğunun davası mahşere kaldı. Bize kalansa bol bol "Utanç Müzeleri" yapıp Uğur gibi masumların kanlı kazaklarını sergilemek...

Hüseyin Aladağ


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder