Kim bu ülkede "Türküm demekten korkar oldum" derse bilin ki yalan söylüyordur. Bu ülkede çok saçma şeyler suç oldu, cezalandırıldı ama Türk olmak onlardan birisi değildi.
"Ne Mutlu Türküm Diyene" dediğiniz anda bu ülkenin etnik dini nedenlerden kaynaklanan birçok kronik sıkıntılarından muaf tutuluyordunuz.
O sihirli cümle sayesinde bu ülkede, bazı Kürtler bakan, başbakan, işadamı, sanatçı oldu ama Kürt olamadı. Kürt olmak için kıpırdadıkları an Şerafettin Elçi gibi bakanlıktan alınıp cezaevine gönderildiler. Ahmet Kaya gibi linç edildiler.
Bildiğiniz bu şeyleri hatırlatmamın nedeni Feridün Düzağaç'ın
birkaç hafta arayla yaptığı açıklamalar. Bohem ve kendine has bir tarzı
olan Düzağaç önce Balçiçek İlter'in programında şaşırtan bir açıklama
yaptı.
"Türküm demekten korkar oldum" dedi.
Aslında özgür ve demokratik bir ülkede bu sözün şaşılacak bir tarafı
yok ancak barış sürecinin start aldığı bir dönemde bu söz başka
anlamlara geliyordu.
"Türküm demekten korkar oldum" cümlesi
şimdilerde bir avuç olmalarına rağmen organize olup Akil İnsanlar'a
saldıran, toplantılarını provoke eden, barış sürecine karşı çıkan,
PKK'nin sınır dışına çekilmesi gibi Türkiye'nin menfaatine olan bir
olayda bile buzağı arayanların sloganı.
Feridün Düzağaç belki onlarla aynı fikirde değildi ama söylediği o cümlenin başka bir anlamı da yoktu.
Sırf "Türküm"
dediği için cezalandırılan, rütbesi sökülen, işi elinden alınan hayatı
altüst edilen kaç kişi var? Bu duruma düşen bedbahtları tanıyan var mı?
Feridun Düzağaç gelen tepkiler sonrası Gaziantep Üniversitesi'nin 40'ıncı yıldönümü kutlamalarında bir açıklama daha yapma gereği duydu.
"2005 yılında Ahmet Kaya'nın
'Dinle sevgili ülkem' albümünde yer aldığımda 'beni vatan haini' olarak
suçlayanlar o gün benden 'Türk Milliyetçisi' yapmaya çalıştılar." dedi.
Feridün Düzağaç'ın bu sözlerine
katılmamak elde değil ama sonrasında söyledikleri bir endişeden daha çok
bir kafa karışıklığını işaret ediyor.
"Ben bu ülkenin artık savaşlar
ile kan kaybetmesini istemiyorum. Büyük bir çoğunluk çözüm sürecine
karşı değil ama süreçten sonra ne olması gerektiğini bilmek istiyor. "
Barış süreci başladığından beri en sık duyduğumuz cümlelerden birisi de bu; "Barış süreci iyi de sonra ne olacak?"
Yıllarca savaşın sonucunu merak etmeyenler, ülkenin binlerce kilometrelik toprağına mayın döşenip eski Kamboçya'ya çevrilmesine ses çıkarmayanlar, PKK'nin
sınır dışına çekildiği bir barış sürecinin sonucunu acaba neden bu
kadar çok merak ediyor? Barışın savaştan daha çok şey kaybettireceğini
düşünmek mantıklıysa o zaman sorun yok.
Örneğin bu savaşta daha çok kayıp veren Kürtler neden bu soruyu sormuyor? Kürtler'e Firdevs cennetleri mi vaat edildi?
Feridün Düzağaç'ın "Türküm demekten
korkar oldum" sözlerini duyduğum anda. "Aha dedim barış yolunda bir
kayıp daha verdik" ama yeni açıklamaları gösterdiki süreç karşıtı değilmiş sadece kafası biraz karışık.
O kafakarışıklığını gidermek, aslında o kadar da zor değil. Örneğin Ferdün Düzağaç hiç durup düşündü mü?
2005 yılında Ahmet Kaya şarkısı okuduğu için neden "vatan haini" ilan edildi ya da şarkısını okuduğu o adam neden bu ülkeyi terketmek zorunda kalmıştı?
Ahmet Kaya o gece, sanatçıları,
gazetecileri, yazarları ve bu ülkenin kendisi gibi ünlü isimlerini
kızdıracak nasıl bir günah işlemişti? "Türküm" dediği için linç edilip sürgüne gönderilmediğine hepimiz şahidiz....
twitter.com/normalgasteci
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder